Genel Görerelik kuramı, modern fiziğin en temel öğretilerinden birisidir. Aslında bu yaklaşım sadece evrenin düzenine açıklama getirmekle kalmaz, insanlığı rastgele düzenler hakkında sorgulamaya da iter. Einstein’in fizik kurallarına bir anti tez olarak sunduğu Einstein Asansörü teorisi, kendisinin onlarca kanıtlanmamış fikirlerinden sadece birisidir.
Temel olarak Einstein’in Asansörü; yerçekimi, kütle, uzay ve zaman ile ilgilidir. Bu teorinin doğruluğunu kanıtlamak, fiziğin temelleri için hayati derecede önemlidir. Peki bu teori ne anlatır? Einstein, yerçekiminin zaman ve uzayı daima etkilediğini savunmak için bu görüşü ortaya atmıştır. Daha kolay hayal edebilmemiz için bize şunu anlatır:
Kapalı bir asansörün içinde, dışarıyı göremeyecek bir şekilde durduğunuzu düşünün. Aniden bir hareketlenme gerçekleşti ve yere düştünüz. Asansörün bir halatla yukarıya çekildiğini ya da yerçekimi etkisiyle aşağıya düştüğünü ayırt edebilir misiniz? Hiçbir yeri görmüyorsunuz, unutmayın.
Einstein’ın bahsettiği olayda gözlemci olan bizler, eğer asansör yukarıya çıktıysa ivmelenmenin, eğer aşağıya indiyse yerçekimin etkisi altındayız. Burada ilginç bir sonuca varıyor ve yerçekimi ile ona karşıt olan gücü ayırt edemiyoruz, dolayısıyla bu asansör içinde her ikisi de aynı şeyi ifade ediyor. Yani hareket zaman ve uzayı etkiliyorsa, yerçekimi ve ivmelenme aynı şeydir. Bu da demek oluyor ki yerçekimi, zaman ve uzayı gerçekten de etkiliyor. İzafiyet teorisinin büyük kısmıda bu görüşü temel alır, yerçekiminin uzayı büktüğünü söyler.
Olaya ilişkin bir başka güzel deneyi aşağıdaki videoda görebilirsiniz:
Aynı zamanda bu asansör içinde sizden başka nesneler olsa bile, hareketin kaynağı fark etmeksizin sonuç aynı olacaktır. Siz ve diğer nesneler aynı hızda düşeceksinizdir. Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü’nün (NIST) fizikçileri, bir deney yaparak bu teoriyi test ettiler. Eğer Einstein haklıysa, ararştırmacıların yaptıkları deneyde sonucun 0 olması gerekiyordu, ancak öyle olmadı. 14 yıl boyunca devam eden çalışmalarda atomik saatler kullanıldı. Sonuç olarak pozitif yönde 0,00000022 ve negatif yönde 0.00000025 değerlerine ulaştılar.
Yeryüzü, Güneş’in yerçekiminin etkisindeyken bir asansör gibi düştüğünde, hidrojen ve sezyum temelli atomik saatler, kenetlenme özelliklerinde aynı eşzamanlılığı korurlar. NIST fizikçileri bu fenomeni hiç olmadığı kadar iyi açıkladılar:
Bir başka deyişle Jüpiter ya da Dünya’da değişen yerçekimi kuvvetleri fark etmeksizin, asansör içindeki nesnelerin hızlanma seviyeleri her zaman eşit olur. Bu hipotez, uzun zaman önce doğrulansa da hiç bu kadar detaylı boyutta açıklanmamıştı. Deneyin yapılmasının nedeni, günümüzdeki atomik saatlerin doğruluğunun arttırılması. Karşılaşılan pozitif ve negatif yöndeki hataların nedeni ise saatlerin hala mükemmel şekilde çalışmamalarından kaynaklanıyor.
Yani Einstein haklı beyler, dağılın 🙂